Psikoterapiyi Anlamlandırmaya Dair…

Terapiye gelmeye karar verdiğinizde, ya da geliyor olma fikriyle bir arada kaldığınızda bile, süreç size bilinmez, anlamlandırılması zor gelebilir. Psikoterapi sürecine somut bir sıkıntıya bağlı da başlamak isteyebilirsiniz, kendinizi daha iyi tanımak için de… Terapiye başlıyor olmak çoğu zaman yeni bir yolculuğa çıkmak gibidir. Bir yanınız sürece başlamak isteyip hayatınıza dair yaşadıklarınızı konuşmaya hazır ve heyecanlıyken bir yanınız nelerle karşılaşacağını, kendisini açıyor olmanın nasıl bir deneyim olacağını kestiremediği için belirsizlikle bir arada kalabilir, doğal olarak merak edebilir… Bu yolculuğa dair herkesin getirdikleri, deneyimleri farklıdır. Tam da bu noktada psikoterapi sadece kişiye ait, yaşadığı sıkıntıları, içinde bulunduğu durumu dile getirebileceği, iç dünyasını tanıyabileceği bir alan yaratır.

Süreç başladığında terapist ve danışan arasında bir ilişki kurulur. Bu etkileşim kapsamında kişinin yaşadıklarından yola çıkarak kişinin iç dünyasında deneyimledikleri ile güncel olarak yaşadıkları arasında bağlantıları araştırmak üzere birlikte çalışırlar. Kaygı, depresyon, kişiyi rahatsız eden hisler, duygular, ilişkisel problemler, hayat değişimlerinde yaşanan güçlükler, doğum sonrası depresif hisler gibi konular üzerine çalışılabilir. Aslında kişinin tıkanmışlıklarını, kısır döngülerini, duygularını yeniden anlamlandırıyor olmak içsel olarak özgürlüğe kavuşmasına, kendisini daha derin anlamasına ve deneyimlerini daha farkında olmasına alan açar.

Seans randevularına düzenli geliyor olmayı da sürecin bir parçası olarak görmek hem psikoterapi süreci için hem de kişi için önemlidir. Terapi sürecinin ne kadar süreceği danışanın ihtiyacına yöneliktir ve terapist ile birlikte karar verirler.

Sizler için psikoterapi sürecini anlamlandırmaya dair bir başlangıç olması dileğiyle…

Uzman Klinik Psikolog Naz Töz